Hatta çocukluğumdan hatırladığım yiyeceklerden biri..
Evimizin önünde pazar kurulurdu.. Her Perşembe pazarcıların sesi ile uyanırdım. Tam kapımızın önünde zeytinci Mehmet amca tezgah açardı. Küfe küfe zeytinler getirirdi.Çocukluk işte! küfenin başında durup ,zeytinlerden büyük bir iştahla yerdim.. Rahmet olsun dedem de zeytin severdi.O zamanlar adı "eşek zeytini" ,şimdilerde kibar adı"kalamata "olan iri zeytinlerden getirirdi.. Ve şöyle derdi, "iki sefer ısır emi" Çocukluğumun vazgeçilmez tadı zeytin. Şimdilerde ise ,çeşit çeşit zeytinlerin sergilendiği tezgahın başına gitmezsem olmaz.. Her sabah kahvaltımın olmazsa olmazı zeytin..
Zeytin ile ekmek, en kutsal nimetimiz.. Hurma, su ve tuzla beraber oruç açılan 4 kutlu yiyecekten biri zeytin.
Zeytin tüm semavi dinlerde adı geçen beş meyveden biridir. Üzerine and içilen zeytin, Kuran-ı Kerim'deki dört surede toplam altı defa geçmektedir (Tin, Nur, En'am, Nahl). Tevratta Nuh Tufanının ardından suların çekilip çekilmediğini anlamak için uçurulan güvercinin zeytin dalıyla dönmesi bir işaret olarak görüldüğünden, o günden beri “zeytin dalı” barışın sembolü olarak kabul edilmiştir.
Öyle bir meyve düşünün ki; sofranıza katık, yaranıza merhem, hastanıza şifa, ocağınıza yakacak, kandilinize yakıt ve daha fazlası olsun... Yalnızca yaralara ve bilhassa kırık-çıkığa sürmek üzere ilaç olarak kullanılır; evlerde küçük bir şişe saklanırdı. Kimse bunu katık olarak kullanmayı düşünmez; hele yemeği hiç pişmezdi."İlaçlık."adı altında saklanırdı. Zira zeytinyağı ağırdır. O zaman şimdiki gibi rafine de edilmediği için pişince kötü kokardı. Ayağımız incindiğinde annem,hemen havanda zeytin ve soğanı döver,ayağımıza sarardı.
Zeytin uzum ömürlü bir Akdeniz bitkisidir. Kudüs’de, Getsemane Bahçeleri’nde Hazret-i İsa’yı görmüş 2000 yaşından büyük zeytin ağaçları hâlâ ayaktadır.
"Bağ babadan, zeytin dededen kalmalı"derler. Bağ, bir kuşak geçecek kadar yaşlandıktan sonra bol ürün verir. Zeytinin bol ürün vermesi için hiç olmazsa iki kuşaklık bir zaman geçmelidir.Torunlarınız da zeytin yesin istiyorsanız, birer fide dikme zamanıdır.
Zeytinağacı, yaprağından çekirdeğine kadar tümüyle değerlidir ve değerlendirilmektedir. Zeytinyağı ve zeytin hastalıklara karşı sağlığımızın koruyucusu; yaşamımızın vazgeçilmezidir.
Ege, Akdeniz Mersin ve Hatay bölgesinde meydana gelen orman yangınlarında yok olan zeytin ağaçlarının yerine ,birer fide de biz dikelim.. İnsanlık için değerli bu ağacın yok olmaması için biz de elimizden geleni yapalım.
Zeytin hasadı ülkemiz de başladı ve Aralık ayına kadar devam edecek. Rabbim bol bereketli kılsın.. Eyvallah..
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
NECLA TİMUR
Pek bi severim zeytini..
Hatta çocukluğumdan hatırladığım yiyeceklerden biri..
Evimizin önünde pazar kurulurdu..
Her Perşembe pazarcıların sesi ile uyanırdım. Tam kapımızın önünde zeytinci Mehmet amca tezgah açardı.
Küfe küfe zeytinler getirirdi.Çocukluk işte! küfenin başında durup ,zeytinlerden büyük bir iştahla yerdim..
Rahmet olsun dedem de zeytin severdi.O zamanlar adı "eşek zeytini" ,şimdilerde kibar adı"kalamata "olan iri zeytinlerden getirirdi..
Ve şöyle derdi, "iki sefer ısır emi"
Çocukluğumun vazgeçilmez tadı zeytin.
Şimdilerde ise ,çeşit çeşit zeytinlerin sergilendiği tezgahın başına gitmezsem olmaz..
Her sabah kahvaltımın olmazsa olmazı zeytin..
Zeytin ile ekmek, en kutsal nimetimiz..
Hurma, su ve tuzla beraber oruç açılan 4 kutlu yiyecekten biri zeytin.
Zeytin tüm semavi dinlerde adı geçen beş meyveden biridir. Üzerine and içilen zeytin, Kuran-ı Kerim'deki dört surede toplam altı defa geçmektedir (Tin, Nur, En'am, Nahl).
Tevratta Nuh Tufanının ardından suların çekilip çekilmediğini anlamak için uçurulan güvercinin zeytin dalıyla dönmesi bir işaret olarak görüldüğünden, o günden beri “zeytin dalı” barışın sembolü olarak kabul edilmiştir.
Öyle bir meyve düşünün ki; sofranıza katık, yaranıza merhem, hastanıza şifa, ocağınıza yakacak, kandilinize yakıt ve daha fazlası olsun...
Yalnızca yaralara ve bilhassa kırık-çıkığa sürmek üzere ilaç olarak kullanılır; evlerde küçük bir şişe saklanırdı. Kimse bunu katık olarak kullanmayı düşünmez; hele yemeği hiç pişmezdi."İlaçlık."adı altında saklanırdı.
Zira zeytinyağı ağırdır. O zaman şimdiki gibi rafine de edilmediği için pişince kötü kokardı.
Ayağımız incindiğinde annem,hemen havanda zeytin ve soğanı döver,ayağımıza sarardı.
Zeytin uzum ömürlü bir Akdeniz bitkisidir. Kudüs’de, Getsemane Bahçeleri’nde Hazret-i İsa’yı görmüş 2000 yaşından büyük zeytin ağaçları hâlâ ayaktadır.
"Bağ babadan, zeytin dededen kalmalı"derler.
Bağ, bir kuşak geçecek kadar yaşlandıktan sonra bol ürün verir. Zeytinin bol ürün vermesi için hiç olmazsa iki kuşaklık bir zaman geçmelidir.Torunlarınız da zeytin yesin istiyorsanız, birer fide dikme zamanıdır.
Zeytinağacı, yaprağından çekirdeğine kadar tümüyle değerlidir ve değerlendirilmektedir.
Zeytinyağı ve zeytin hastalıklara karşı sağlığımızın koruyucusu; yaşamımızın vazgeçilmezidir.
Ege, Akdeniz Mersin ve Hatay bölgesinde meydana gelen orman yangınlarında yok olan zeytin ağaçlarının yerine ,birer fide de biz dikelim..
İnsanlık için değerli bu ağacın yok olmaması için biz de elimizden geleni yapalım.
Zeytin hasadı ülkemiz de başladı ve Aralık ayına kadar devam edecek. Rabbim bol bereketli kılsın..
Eyvallah..
YAZARIN DİĞER YAZILARI