1982-1990 yıllarında Kocaeli Amatör Futbolunda yaklaşık 7-8 yıl hakemlik yapan biri olarak futbol hakemliğimizin nereye geldiğinin bilinmesi için bu başlığı kullandım.
Öncelikli olarak bu 7-8 yılda Kocaeli gibi bir yerde neler yaşadığımdan bahsedersem daha iyi anlaşılacaktır.
Hakemlik kursuna başladığım o zaman kurs hocamız Sakarya’dan Göz Doktoru rahmetli İsmet GÜMÜŞ idi. Sınav sonucunda yeterli puanı alarak aday hakemi oldum. Saha denemelerine başladığım anda askerlik dolayısı ile ara vermek zorunda kaldım. Döndüğümde saha denemelerimi tamamlayarak bölge hakemliğine terfi ettim.
Birkaç yıl, genç maçlarında ve diğer maçlarda orta ve yardımcı hakemlik derken, ister istemez hatalarımda oldu. İşte ne olduysa bu hatalardan dolayı oldu. KURAL HATASI gibi bir hata olmayıp her hakemin yaptığı hataları benim yapmam nedense pek hoş karşılanmadı.
Hakemlik yaptığım bu yıllar içinde mazeretsiz olarak hiçbir maçıma gitmemezlik yapmadım
1988 Mayıs ayında fabrikada işe başlayınca, Perşembe günleri saat 18 de yapılan idmanlara biraz gecikerek katılmaya başladım. Üstelik bu mazeretimi yazılı olarak bildirmeme rağmen komitede bulunan bazı hocalarımız bunu önüme sorun olarak çıkarttılar. Hatta bir müddet sonra ise (İDMANLARA SÜREKLİ GEÇ GELİYORSUN, BU BÖYLE OLMAZ, YA İŞİNİ TERCİH EDECEKSİN, YA DA HAKEMLİĞİ TERCİH EDECEKSİN) diye tehdit dahi edildim.
Bunu bana söyleyen kişi ise hakemlik yapan bir devlet memuruydu. Hakemlik bir meslek olmadığı için hakemlerin birçoğu askerdi. Bunun yanında memur olan, işçi olan, serbest meslek sahibi olanlardan ibaretti.
Herkes bir yerlerde çalışıp hobi olarak hakemlik yaparken, nedendir bilinmez sanki bir meslekmiş gibi bana hakemliği tercih edeceksin diye dayatmada bulundular.
İşte bu nedenden dolayı o zamanki birinci kümede, ikinci kümede ve özel turnuvaların hiç birinde düdük çalmama izin vermediler. Sadece yardımcı hakemlik yaptırıp bayrak indirip kaldırdım. Sözde hakem yetiştiriyorlardı.
Aylar sonra verilen bir maçta yaptığım bir hatadan dolayı yine aylarca maç yönetmekten mahrum bırakıldım. İşin ilginç tarafı ise benden önceki maçı yöneten klasman hakemi aynı hatayı yaptıktan sonra yine her hafta maç yönetmeye devam etmiştir.
Bütün bunlara rağmen komitede yer alan hocalarımızla karşılaştığımda verdiğim selamımı dahi almayacak durumdalardı.
İşte bu yapılan adam ayrıcalığından sonra bu işi sürdürmemin bir anlamı olmayacağını anlayıp hakemliği bırakmak zorunda kaldım.
81 ilimizden biri olan Kocaeli de hakem camiasında yaşadıklarım.
Gelelim esas meselemiz olan Futbol Hakemliğinin son yıllardaki haline.
Neredeyse 5-10 yıldır hakem camiası ne kulüpleri, ne yöneticileri, ne seyircileri, nede eski hakem olan yorumcuları memnun edemedi. Bunun sebeplerini Futbol Federasyonu, Merkez Hakem Kurulu hiç araştırdı mı veya araştırdıysa önlem almak için ne yaptı? Meçhul. Birkaç yılda bir federasyon, üç beş ayda bir merkez hakem kurulu değişmesine rağmen hakemliğin gerçek sorununun ne olduğu bir türlü tespit edilemedi. Bu yüzden her hafta hakemler ya kulüplerin veya eleştirmenlerin dilinden düşmez oldu. Hem de haftalarca.
Bütün bunların sonucunda, önce dördüncü hakem, daha sonra kale diplerine gol hakemleri, buda olmayınca VAR sistemi devreye girdi. Peki ne değişti? Tartışmalar bitti mi? Hayır. Aynı hızla devam ediyor.
Ben biraz eski kafalıyım sanırım. Bu yüzden bunların hepsine karşıyım. Kasıtlı olmadığı sürece ben hatasıyla sevabıyla maçların bir orta, iki yan ve bir kenarda olmak üzere dört hakem taraftarıyım.
Bu kadar kameralar devreye alınmışken, VAR sistemine geçilmişken, üç hakemin yönettiği zamanki tartışmalar bitti mi? Koca bir hayır. VAR sistemiyle yapılan hatalar, yanlış verilen verilmeyen kararlar üç hakemli zamanda yine oluyordu. O zaman hakemlerin göz kırptığı zaman içinde verdiği karardı, üstelik pozisyonun geri dönme şansı dahi yoktu.
Şimdi ise üç beş pozisyon geçiyor, bazı durumlarda neredeyse 5-10 dakikanın bulduğu incelemeler sürüyor sonra DVD seyreder gibi maç 5-10 dakika öncesi pozisyona geri dönüyor. Peki devam eden pozisyonun değeri ne olacak?
Maçlar bittikten sonra yorumculara ne demeli. Hepsi eski hakemler. Sanki kendileri hakemlik yaparken yüzde yüz hatasız maç yönetmişler gibi hakemleri yerden yere vurmaktan çekinmiyorlar. Neden? Çünkü pozisyonun her yönden görüntüsü var. Buna rağmen hepsi de yine bir fikirde buluşamıyor.
VAR’a rağmen bu pozisyonlar tartışılacaksa VAR’a ne gerek var. Hiç olmazsa maçlar 3-5 hatta yeri geldiğinde 10 dakika durdurulup bu kadar geriye gidilmez.
85 milyonluk ülkemizde 40 tane VAR hakemi, 25 tane hakeminiz mevcut. Bunların içinden bir tane VAR hakemi, bir tane derbi maçı yönetecek hakem yetiştiremeyip yurt dışından getirilen hakemden medet umuyorsanız eğer, sorun hakemlerde değil onları yetiştiren veya yetiştiremeyen sizlersiniz.
Maalesef hakemliğimiz saltanat sistemine dönmüş. Babadan oğula geçen bir camia. Eğer durum devam ediyorsa VAH bizim futbol hakemliğimize.
Babadan, Oğula Geçen Hakemlerimiz
Serdar ÇAKIR - Cüneyt ÇAKIR Talat TOKAT - Metin TOKAT Muzaffer SARVAN – Oğuz SARVAN Galip BİTİGEN - Abdülkadir BİTİGEN Sadık DEDA - Cem DEDA Selami ŞİMŞEK - Bahattin ŞİMŞEK Hasan CEYLAN - Hakan CEYLAN Fahir ERSOY - Kerem ERSOY Adnan ŞEKER - Burak ŞEKER Oğuz UĞURLU - Oğuzhan UĞURLU Ezel MERAL - İlker MERAL Zihni AKSOY - Alkım AKSOY Münir TAKPAK - İlker TAKPAK Şahin TAŞKINSOY - Burak ve Buğra TAŞKINSOY Yılmaz ÇAKMAN - Serdar ÇAKMAN
Gördüğünüz gibi 15 eski hakem ve 15 oğlu hiçte azımsanmayacak bir rakam, dışarıdan başka hakem almaya gerek var mı? Gerçi bunların bir kısmı hakemliği bırakmış olabilir, ancak çoğu ya gözlemcilik yaptığı gibi Merkez Hakem Kurulunda görev dahi alabilir. Bu durumda neden hakemleri daha iyi yetiştirmek için uğraşmıyorsunuz?
Galatasaray – Adanademirspor maçının VAR hakemine bir bakalım. Sözde Avrupa’nın en iyi Var hakemiymiş. Öyle dediler. Futbolu bilen bilmeyen binlerce kişi bu pozisyona penaltı değil diyor, gelen en iyi VAR hakemi doğru karar diyerek hakemin kararını onaylıyor. O zaman sana şunu sorarlar, “SEN AVRUPANIN NASIL EN İYİ VAR HAKEMİSİN” böyle bir pozisyonu sen Avrupa’da onay versen seni bir daha bırak Var hakemliğini bir daha o odaya bile sokmazlar. Bir Türk Var hakemini oraya oturtma cesaretini gösterseydiniz inanın bundan daha iyi karar verirdi.
Süper ligimiz VAR hakemliğine yabancı birini oturtmakla, siz yerli VAR hakemi yetiştiremediğinizi kabul etmiş durumundasınız. Bu sebepten dolayı Türk hakemliğinin altına Federasyon ve kulüp yöneticileri olarak kendi ellerinizle dinamiti koydunuz.
Galatasaray-Fenerbahçe derbisine görevlendirdiğiniz, Slavko VİNCİC ile de ne yazık ki bu dinamiti patlatıp FUTBOL HAKEMLİĞİNİ bitirmişinizdir. Hakemlerin yerinde olsam “Madem bize güveniniz yok, bizimde sizlere güvenimiz yok” diyerek düdükleri ve bayrakları federasyonun kapısına asar hakemliği de bırakır evime dönerdim.
25 hakemin içinden bu derbiyi yönetecek bir hakem bulamadıysanız eğer, dizlerinizi değil federasyon ve kulüpler olarak başınızı dövün.
81 ilimizde, 85 milyon nüfusa sahip ülkemizde derbi maçı yönetecek ve Var koltuğuna oturacak hakem bulamayıp, 11 şehirli ve 2 Milyon nüfuslu bir ülkeden hakem getirip ülkemizin en seçkin iki takımın maçını yönettirmek demek sizleri hiç rahatsız etmemiş.
Unutmayın, futbol tarihimiz bu ayıbınızı asla unutmayacaktır. Bana göre bu Galatasaray-Fenerbahçe maçı yılın en karanlık bir derbisi olarak tarihe geçecektir.
Her ne olursa olsun Türk Futbol hakemliğine sahip çıkın, hakemlerimizi kurda kuşa yem etmeyin, hakkıyla, layıkıyla, adam ayrımı yapmadan hakemleri yetiştirin ve onları rahat bırakın.
İnanın sizleri ve ülkemizi gururla temsil edeceklerdir.
Yabancı hakemsiz bir lig temennilerimle.
23/2/2025 Necati KONAKCI
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
NECATİ KONAKCI
FUTBOL HAKEMLİĞİNİN SONU
1982-1990 yıllarında Kocaeli Amatör Futbolunda yaklaşık 7-8 yıl hakemlik yapan biri olarak futbol hakemliğimizin nereye geldiğinin bilinmesi için bu başlığı kullandım.
Öncelikli olarak bu 7-8 yılda Kocaeli gibi bir yerde neler yaşadığımdan bahsedersem daha iyi anlaşılacaktır.
Hakemlik kursuna başladığım o zaman kurs hocamız Sakarya’dan Göz Doktoru rahmetli İsmet GÜMÜŞ idi. Sınav sonucunda yeterli puanı alarak aday hakemi oldum. Saha denemelerine başladığım anda askerlik dolayısı ile ara vermek zorunda kaldım. Döndüğümde saha denemelerimi tamamlayarak bölge hakemliğine terfi ettim.
Birkaç yıl, genç maçlarında ve diğer maçlarda orta ve yardımcı hakemlik derken, ister istemez hatalarımda oldu. İşte ne olduysa bu hatalardan dolayı oldu. KURAL HATASI gibi bir hata olmayıp her hakemin yaptığı hataları benim yapmam nedense pek hoş karşılanmadı.
Hakemlik yaptığım bu yıllar içinde mazeretsiz olarak hiçbir maçıma gitmemezlik yapmadım
1988 Mayıs ayında fabrikada işe başlayınca, Perşembe günleri saat 18 de yapılan idmanlara biraz gecikerek katılmaya başladım. Üstelik bu mazeretimi yazılı olarak bildirmeme rağmen komitede bulunan bazı hocalarımız bunu önüme sorun olarak çıkarttılar. Hatta bir müddet sonra ise (İDMANLARA SÜREKLİ GEÇ GELİYORSUN, BU BÖYLE OLMAZ, YA İŞİNİ TERCİH EDECEKSİN, YA DA HAKEMLİĞİ TERCİH EDECEKSİN) diye tehdit dahi edildim.
Bunu bana söyleyen kişi ise hakemlik yapan bir devlet memuruydu. Hakemlik bir meslek olmadığı için hakemlerin birçoğu askerdi. Bunun yanında memur olan, işçi olan, serbest meslek sahibi olanlardan ibaretti.
Herkes bir yerlerde çalışıp hobi olarak hakemlik yaparken, nedendir bilinmez sanki bir meslekmiş gibi bana hakemliği tercih edeceksin diye dayatmada bulundular.
İşte bu nedenden dolayı o zamanki birinci kümede, ikinci kümede ve özel turnuvaların hiç birinde düdük çalmama izin vermediler. Sadece yardımcı hakemlik yaptırıp bayrak indirip kaldırdım. Sözde hakem yetiştiriyorlardı.
Aylar sonra verilen bir maçta yaptığım bir hatadan dolayı yine aylarca maç yönetmekten mahrum bırakıldım. İşin ilginç tarafı ise benden önceki maçı yöneten klasman hakemi aynı hatayı yaptıktan sonra yine her hafta maç yönetmeye devam etmiştir.
Bütün bunlara rağmen komitede yer alan hocalarımızla karşılaştığımda verdiğim selamımı dahi almayacak durumdalardı.
İşte bu yapılan adam ayrıcalığından sonra bu işi sürdürmemin bir anlamı olmayacağını anlayıp hakemliği bırakmak zorunda kaldım.
81 ilimizden biri olan Kocaeli de hakem camiasında yaşadıklarım.
Gelelim esas meselemiz olan Futbol Hakemliğinin son yıllardaki haline.
Neredeyse 5-10 yıldır hakem camiası ne kulüpleri, ne yöneticileri, ne seyircileri, nede eski hakem olan yorumcuları memnun edemedi. Bunun sebeplerini Futbol Federasyonu, Merkez Hakem Kurulu hiç araştırdı mı veya araştırdıysa önlem almak için ne yaptı? Meçhul. Birkaç yılda bir federasyon, üç beş ayda bir merkez hakem kurulu değişmesine rağmen hakemliğin gerçek sorununun ne olduğu bir türlü tespit edilemedi. Bu yüzden her hafta hakemler ya kulüplerin veya eleştirmenlerin dilinden düşmez oldu. Hem de haftalarca.
Bütün bunların sonucunda, önce dördüncü hakem, daha sonra kale diplerine gol hakemleri, buda olmayınca VAR sistemi devreye girdi. Peki ne değişti? Tartışmalar bitti mi? Hayır. Aynı hızla devam ediyor.
Ben biraz eski kafalıyım sanırım. Bu yüzden bunların hepsine karşıyım. Kasıtlı olmadığı sürece ben hatasıyla sevabıyla maçların bir orta, iki yan ve bir kenarda olmak üzere dört hakem taraftarıyım.
Bu kadar kameralar devreye alınmışken, VAR sistemine geçilmişken, üç hakemin yönettiği zamanki tartışmalar bitti mi? Koca bir hayır. VAR sistemiyle yapılan hatalar, yanlış verilen verilmeyen kararlar üç hakemli zamanda yine oluyordu. O zaman hakemlerin göz kırptığı zaman içinde verdiği karardı, üstelik pozisyonun geri dönme şansı dahi yoktu.
Şimdi ise üç beş pozisyon geçiyor, bazı durumlarda neredeyse 5-10 dakikanın bulduğu incelemeler sürüyor sonra DVD seyreder gibi maç 5-10 dakika öncesi pozisyona geri dönüyor. Peki devam eden pozisyonun değeri ne olacak?
Maçlar bittikten sonra yorumculara ne demeli. Hepsi eski hakemler. Sanki kendileri hakemlik yaparken yüzde yüz hatasız maç yönetmişler gibi hakemleri yerden yere vurmaktan çekinmiyorlar. Neden? Çünkü pozisyonun her yönden görüntüsü var. Buna rağmen hepsi de yine bir fikirde buluşamıyor.
VAR’a rağmen bu pozisyonlar tartışılacaksa VAR’a ne gerek var. Hiç olmazsa maçlar 3-5 hatta yeri geldiğinde 10 dakika durdurulup bu kadar geriye gidilmez.
85 milyonluk ülkemizde 40 tane VAR hakemi, 25 tane hakeminiz mevcut. Bunların içinden bir tane VAR hakemi, bir tane derbi maçı yönetecek hakem yetiştiremeyip yurt dışından getirilen hakemden medet umuyorsanız eğer, sorun hakemlerde değil onları yetiştiren veya yetiştiremeyen sizlersiniz.
Maalesef hakemliğimiz saltanat sistemine dönmüş. Babadan oğula geçen bir camia. Eğer durum devam ediyorsa VAH bizim futbol hakemliğimize.
Babadan, Oğula Geçen Hakemlerimiz
Serdar ÇAKIR - Cüneyt ÇAKIR Talat TOKAT - Metin TOKAT Muzaffer SARVAN – Oğuz SARVAN Galip BİTİGEN - Abdülkadir BİTİGEN Sadık DEDA - Cem DEDA Selami ŞİMŞEK - Bahattin ŞİMŞEK Hasan CEYLAN - Hakan CEYLAN Fahir ERSOY - Kerem ERSOY Adnan ŞEKER - Burak ŞEKER Oğuz UĞURLU - Oğuzhan UĞURLU Ezel MERAL - İlker MERAL Zihni AKSOY - Alkım AKSOY Münir TAKPAK - İlker TAKPAK Şahin TAŞKINSOY - Burak ve Buğra TAŞKINSOY Yılmaz ÇAKMAN - Serdar ÇAKMAN
Gördüğünüz gibi 15 eski hakem ve 15 oğlu hiçte azımsanmayacak bir rakam, dışarıdan başka hakem almaya gerek var mı? Gerçi bunların bir kısmı hakemliği bırakmış olabilir, ancak çoğu ya gözlemcilik yaptığı gibi Merkez Hakem Kurulunda görev dahi alabilir. Bu durumda neden hakemleri daha iyi yetiştirmek için uğraşmıyorsunuz?
Galatasaray – Adanademirspor maçının VAR hakemine bir bakalım. Sözde Avrupa’nın en iyi Var hakemiymiş. Öyle dediler. Futbolu bilen bilmeyen binlerce kişi bu pozisyona penaltı değil diyor, gelen en iyi VAR hakemi doğru karar diyerek hakemin kararını onaylıyor. O zaman sana şunu sorarlar, “SEN AVRUPANIN NASIL EN İYİ VAR HAKEMİSİN” böyle bir pozisyonu sen Avrupa’da onay versen seni bir daha bırak Var hakemliğini bir daha o odaya bile sokmazlar. Bir Türk Var hakemini oraya oturtma cesaretini gösterseydiniz inanın bundan daha iyi karar verirdi.
Süper ligimiz VAR hakemliğine yabancı birini oturtmakla, siz yerli VAR hakemi yetiştiremediğinizi kabul etmiş durumundasınız. Bu sebepten dolayı Türk hakemliğinin altına Federasyon ve kulüp yöneticileri olarak kendi ellerinizle dinamiti koydunuz.
Galatasaray-Fenerbahçe derbisine görevlendirdiğiniz, Slavko VİNCİC ile de ne yazık ki bu dinamiti patlatıp FUTBOL HAKEMLİĞİNİ bitirmişinizdir. Hakemlerin yerinde olsam “Madem bize güveniniz yok, bizimde sizlere güvenimiz yok” diyerek düdükleri ve bayrakları federasyonun kapısına asar hakemliği de bırakır evime dönerdim.
25 hakemin içinden bu derbiyi yönetecek bir hakem bulamadıysanız eğer, dizlerinizi değil federasyon ve kulüpler olarak başınızı dövün.
81 ilimizde, 85 milyon nüfusa sahip ülkemizde derbi maçı yönetecek ve Var koltuğuna oturacak hakem bulamayıp, 11 şehirli ve 2 Milyon nüfuslu bir ülkeden hakem getirip ülkemizin en seçkin iki takımın maçını yönettirmek demek sizleri hiç rahatsız etmemiş.
Unutmayın, futbol tarihimiz bu ayıbınızı asla unutmayacaktır. Bana göre bu Galatasaray-Fenerbahçe maçı yılın en karanlık bir derbisi olarak tarihe geçecektir.
Her ne olursa olsun Türk Futbol hakemliğine sahip çıkın, hakemlerimizi kurda kuşa yem etmeyin, hakkıyla, layıkıyla, adam ayrımı yapmadan hakemleri yetiştirin ve onları rahat bırakın.
İnanın sizleri ve ülkemizi gururla temsil edeceklerdir.
Yabancı hakemsiz bir lig temennilerimle.
23/2/2025 Necati KONAKCI
YAZARIN DİĞER YAZILARI